“Kıbrıs’ta egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün teyidiyle resmi müzakerelere geçilebilir”



Kıbrıs’ta egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün teyidiyle resmi müzakerelere geçilebileceğini kaydeden Tatar, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü ile Türk askerinin varlığının Kıbrıs Türk halkı için her zaman yaşamsal öneme sahip olacağını söyledi.

Federalist bir yapının Kıbrıs Türkü’nün sonunu getireceğini belirten Tatar, KKTC’nin egemen bir devlet olarak herhangi bir anlaşmanın bir parçası olması gerektiğini söyledi.

“Karşı tarafın inatçı ve bencil tutumu nedeniyle hiçbir konuda iş birliğini başaramıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Ancak aklın yolu birdir, Kıbrıs’ta iki devlet vardır, gerçek budur” vurgusu yaptı.

“Azerbaycan bizlerin kardeş devleti” diyen Tatar, “Tanınma yolunda Azerbaycan’ın atacağı adımlar elbette bizler için çok önemli ve çok değerli olacaktır” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) 40’ıncı kuruluş yıl dönümü nedeniyle Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen resmigeçit töreninde konuştu.

Cumhurbaşkanı Tatar konuşmasına, kuruluş yıl dönümü kutlamalarına katılmak üzere KKTC’de bulunan devlet ve parti yetkilileri ile misafirleri selamlayarak başladı ve  bayram sevincini paylaşan herkese sevgi, saygı ve hürmetlerini iletti. Tatar, Kıbrıs Türk halkının acılar çektiğini, soykırım ve katliamlar yaşadığını ancak hiçbir zaman yılmadığını, her zaman geleceğe umutla baktığını vurguladı.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın 40 yıl önce, “Kıbrıs Türk halkının meşru ve önüne geçilmesi imkânsız istek ve iradesine tercüman olarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak kurulduğunu dünya ve tarih önünde ilan ediyoruz” diye haykırdığını belirten Tatar, böylece Doğu Akdeniz’deki Türk devletinin temellerinin daha da kökleştiğini ifade etti.

Dünyaya seslenen Cumhurbaşkanı Tatar, “KKTC Devleti, bizlerin bağımsızlığının, özgürlüğünün, hürriyetinin hiç sönmeyecek bir meşalesi olarak nesilden nesile, kuşaktan kuşağa, geleceğe taşınacaktır” dedi.

Kıbrıs’ta Osmanlı döneminin 352 yıl kesintisiz devam ettiğini dile getiren Tatar, İngiltere’nin kiralanmış bir ada olarak, Kıbrıs’ı tek taraflı ilhak etmesiyle Kıbrıs’ta yeni bir dönem başladığını anlattı. İngiltere’nin baskıcı yönetiminde Kıbrıs Türk halkının, Rum-Yunan ikilisinin, Kıbrıs’ı  Helen adası yapma uğraşlarıyla yüz yüze kaldığını belirten Tatar, ancak Kıbrıs Türk halkının hiç yılmadığını, Türkiye ile temasın hiç kesilmediğini vurguladı.

Kıbrıs Türk halkının zor dönemlerde milli mücadelesine devam ettiğini ifade eden Tatar, 1 Ağustos 1958’de Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kuruluşu ve verilen mücadeleyle, Türkiye’nin de ağırlığını koymasıyla, Kıbrıs’ın bir Yunan adası olmasına asla müsaade edilmediğini kaydetti. 1960 anlaşmasıyla Kıbrıs Türk halkının, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurucu ortağı olarak yerini aldığını belirten Tatar, eli kanlı EOKA’cıların, Makarios önderliğinde, “Bu sadece Enosis’e bir sıçrama tahtasıdır” diyerek, tahammülsüzlüklerini hep vurguladıklarını ve Kıbrıs Türk halkını anayasal bir darbeyle devletin dışına itmenin gayretleri içerisinde olduklarını söyledi. Tatar, bunun bir bakıma Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işgal edilmesi olduğunu ifade etti.

-“Biz hiç yılmadık”

KKTC’nin kuruluş sürecine değinen Tatar, “Kıbrıs Türkü aşama aşama burada devlet yapısını pekiştirmenin ve kökleştirmenin bahtiyarlığı içerisinde olmuştur” diye konuştu. 1960-1974 arası çok katliamlar, soykırımlar olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, “Ama biz hiç yılmadık” vurgusu yaptı.

15 Temmuz 1974’te Yunanistan’daki cuntacılarla, adadaki iş birlikçilerinin anayasal bir darbeyle Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak için ikinci Helen Cumhuriyetini ilan etmesiyle, Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası anlaşmalardan kaynaklı meşru bir zeminde 20 Temmuz Barış Harekatı’nı gerçekleştirdiğini kaydeden Tatar, artık Kıbrıs’ta yeni bir dönemin başladığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Tatar, 1974’e kadar giden yolda, Kıbrıs kuruluş anlaşmalarında liderlikleri ve öngörüleriyle Kıbrıs Türk halkının var oluş ve özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ve dava arkadaşları ile Türkiye’nin merhum Başbakanı Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile onların dava arkadaşlarını da selamladı. Tatar, Barış Harekatı’nın talimatını veren Türkiye’nin merhum Başbakanı Bülent Ecevit ve Yardımcısı Necmettin Erbakan’ı da yad etti.

Aşama aşama mücadeleyi sürdürürken, Kıbrıs’ta hep barış, huzur ve güvenlik içerisinde Kıbrıs Türk halkının iyi niyetini gösterdiğini belirten Tatar, Kıbrıs Türk halkının, BM ve uluslararası kapsamlı planlara hep iyi niyet çerçevesinde olumlu yanıt vermek için uzlaşı zeminini aradığını dünyayla paylaştığını söyledi.

Karşı tarafın federal temelde bir anlaşma çerçevesinde eşitlik temelinde adanın yönetimini ve zenginliklerini Kıbrıs Türk halkı ile hiçbir zaman paylaşmak istemediğini vurgulayan Tatar, bütün oynanan oyunun Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak olduğuna dikkat çekti.

1964 kararlarıyla, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs’ın meşru hükümetiymiş gibi muamele gördüğünü dile getiren Tatar, bu nedenle Kıbrıs Türk halkının, ekonomik, sosyal ve sporda dahi uygulanan ambargo ve izolasyonlarla hep sıkıntılar yaşadığını kaydetti.

-“Bütün önerileri reddederek, buradaki uzlaşmazlığa devam ediyorlar”

Kıbrıs Türk halkının Annan Planı’na, “izolasyonlar ve ambargolar kalkacak” sözü verildiğinde iyi niyetle “evet” dediğini, karşı tarafın ise “hayır” demesine rağmen tek taraflı olarak AB’ye alındığını anlatan Tatar, “Şimdi AB cephesinde bütün iyi niyetimize rağmen, yine uzlaşma için yaptığımız bütün önerileri reddetmek suretiyle buradaki uzlaşmazlığa devam ediyorlar” şeklinde konuştu.

-“Kıbrıs’ta egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün teyidiyle resmi müzakerelere geçilebilir”

Federal temelde bir anlaşma için yıllardır müzakere masalarında netice alınamadığını ifade eden Tatar,  3 yıl önce cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından yeni bir dönemin başladığını, Kıbrıs’ta egemen eşitlik ve eşit uluslararası statünün teyidiyle resmi müzakerelere geçilebileceğini kaydetti.

Tatar, şöyle devam etti:

“Kıbrıs’ta artık 60 yıldır kendi kendini yöneten Kıbrıs Türk halkının da bir devlet sahibi olduğunu, 40 yılını tamamladığı KKTC ile yoluna devam ederken, bir anlaşma olacaksa o anlaşma iki devletin iş birliğiyle olması gerektiğini var gücümüzle bütün dünyaya haykırmaya devam ediyoruz.”

-“Erdoğan’ın mesajları Kıbrıs Türk halkının davasına güç verdi”

“Ne mutlu bize ki Türkiye Cumhuriyeti arkamızda…” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM konuşmalarında verdiği mesajlara işaret ederek, “KKTC’nin tanınması, Kıbrıs Türk halkı üzerinde uygulanan ambargo ve izolasyonların son bulması” çağrılarının, Kıbrıs Türk halkının davasına güç verdiğini söyledi.

KKTC’nin Türk Devletler Teşkilatı’na ve Cumhuriyet Meclisi’nin ise TÜRKPA’ya gözlemci üye kabul edilmesinin önemine vurgu yapan Tatar, “Bizlerin de katıldığı uluslararası toplantılarda gerek Bakü’de, gerek Özbekistan’da ve diğer merkezlerde KKTC varlığının dünyada bir gerçek olarak bütün dünyaya duyurulmasında ve tanınmasında bütün bu çalışmalar önemli gayretler olarak tarihimize geçmiştir” dedi.

Cumhurbaşkanı Tatar, “Biz hiçbir zaman yılmadan, hiçbir zaman pes etmeden, yüreğimizde KKTC’ye sahip çıkarak, gelecekte bu topraklarda gelecek nesillerin, gelecek kuşakların barış, huzur ve güven içerisinde yaşayabilmeleri için bütün uğraşlarımızı insan hakları temelinde yapmaya gayret ediyoruz” şeklinde konuştu.

-“Bugün Filistin’de yaşananları o acıları çeken bir halk olarak gayet iyi bilmekteyiz”

“Bugün Filistin’de yaşananları biz yıllar evvel bu topraklarda o acıları çeken bir halk olarak gayet iyi bilmekteyiz” diyen Tatar, bu nedenle ana vatan Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü ile Türk askerinin varlığının Kıbrıs Türk halkı için her zaman yaşamsal öneme sahip olacağını söyledi.

Tatar, Kıbrıs Türk halkının, “sıfır asker, sıfır garantiyi” Bosna Hersek, Ukrayna ve Filistin’de yaşananlardan sonra hiçbir zaman  kabul etmeyeceğini, buna boyun eğmeyeceğini vurguladı.

-“Karşı tarafın inatçı ve bencil tutumu nedeniyle hiçbir konuda iş birliğini başaramıyoruz”

Kıbrıs’ta iki devletin iş birliğiyle çalışmaların yapılabileceğini sürekli olarak hatırlattığını dile getiren Tatar, Kıbrıs’ta doğal kaynakların paylaşımı, yenilenebilir enerji projeleri, kabloyla elektrik gibi konuları buna örnek olarak gösterdi. “Karşı tarafın inatçı ve bencil tutumu nedeniyle hiçbir konuda iş birliğini başaramıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Ancak aklın yolu birdir, Kıbrıs’ta iki devlet vardır, gerçek budur” vurgusu yaptı.

Pile’de yaşananlara da değinen Tatar, Kıbrıs Türk tarafının insani sebeplerden dolayı yol çalışmasına bu şekilde karşı çıkanların zihniyetinin ne olduğunu bir kez daha hep birlikte Pile’de yaşayıp, gördüklerini söyledi.

-Pile’de yaşananlar… “BM’nin de çok taraflı bir tutumu ile karşı karşıya kaldık”

Tatar, “Çünkü bizlerin Pile’deki varlığının son bulması için, orada yapılan çeşitli sinsi bir takım entrikalarla insanlarımızın orayı bırakıp, bizim sınırlarımız içerisine gelmesine gayret gösteren bir zihniyet karşısında, maalesef BM’nin de çok taraflı bir tutumu ile karşı karşıya kaldık” diye konuştu.

KKTC’nin kuruluş yıl dönümü nedeniyle Azerbaycan’dan misafirleri olduğunu ifade eden Tatar, “Azerbaycan bizlerin kardeş devleti” dedi. Ekim ayındaki Azerbaycan ziyaretlerine değinen Tatar, Azerbaycan’da, KKTC’nin turizmini, eğitimini, kültürünü muhataplarıyla paylaştıklarını anlattı.

-“Tanınma yolunda Azerbaycan’ın atacağı adımlar elbette bizler için çok önemli ve çok değerli olacaktır”

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile de görüştüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, “Bize olan desteklerini ifade ettiler. İnşallah önümdeki süreçte Azerbaycan’la ilişkilerimizi daha da gelişebilir ve tanınma yolunda Azerbaycan’ın atacağı adımlar elbette bizler için çok önemli ve çok değerli olacaktır” dedi.

Karabağ mücadelesinde Kıbrıs Türk halkının gönlünün Azerbaycan ile olduğunu ifade eden Tatar, “Bir kez daha Karabağ zaferinden dolayı buradan tüm Azerbaycan’a selam olsun diyorum, tüm Azerbaycan’ı kutluyorum” diye konuştu.

Son olarak TC Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Özbekistan da olduğunu belirten Tatar, Taşkent’te yapılan toplantılarda, KKTC’yi gözlemci üye olarak temsil ettiğini söyledi. Turizmde, eğitimde iş birlikleri yapılabileceğini dile getiren Tatar, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Toplantısı’nda verilen mesajın, “KKTC’nin artık daha fazla kabul gördüğü ve ekonomik anlamda daha fazla ülke ile temas ve iletişim içerisine girilmesiyle KKTC’nin önünün açılabileceği” olduğunu kaydetti.

TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın son aylardaki çalışmalarını da selamlayarak, teşekkür eden Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin, turizmde, eğitimde ve tarımdaki çalışmaları ve su projesiyle gayri safi milli hasılasını artırdığını ifade etti.

-“KKTC, Doğu Akdeniz’de bir cazibe merkezi olma yönünde önemli mesafeler aldı”

Cumhurbaşkanı Tatar, ilerleyen süreçte kabloyla enterkonnekte bir sisteme bağlanılması ve tüm ekonomik yapının daha güçlü ve verimli hale gelmesiyle KKTC’nin Doğu Akdeniz’de bir cazibe merkezi olma yönünde önemli mesafeler aldığını da söyledi. Tatar, yurt dışında yaşayan Kıbrıs Türklerine de selamların iletti.

Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın 40 yıl önce yaptığı konuşmaya işaret eden Tatar, “Dağ başını duman almış, yürüyelim arkadaşlar. Bu eser hepimizindir, bu cumhuriyet hepimizindir, milletimize kutlu olsun” dedi.

Kıbrıs Türk halkının  Türk milletinin kopmaz ve ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade eden Tatar, KKTC’nin, ilelebet Kıbrıs Türk halkının sönmez bir meşalesi olarak, bağımsızlığın, özgürlüğün, hürriyetin bir ifadesi olarak nesilden nesile, kuşaktan kuşağa ilelebet Doğu Akdeniz’de payidar kalacağını vurguladı.

Mavi Vatanda KKTC’nin milli bir mesele olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin egemenlik haklarıyla, deniz yetki alanlarıyla, karasularıyla, ekonomik münhasır bölge hakkı ve hukuku ile Mavi Vatan'da söz sahibi ve Türkiye Cumhuriyet ile iş birliği içerisinde çok daha güçlü olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Tatar, “Ana vatan, yavru vatan, Mavi Vatan birlikte geleceğe daha güçlü bir şekilde yürüyeceğiz” dedi.

KKTC’nin 40 yaşında olduğunu ve 20 Temmuz 2024’te Kıbrıs Barış Harekatı’nın 50’nci yıl dönümünün kutlanacağını belirten Tatar, “İlelebet KKTC yaşayacaktır. İki devletlilikten asla dönüş olmaması lazım” dedi. Federalist bir yapının Kıbrıs Türkü’nün sonunu getireceğini kaydeden Tatar, KKTC’nin egemen bir devlet olarak herhangi bir anlaşmanın bir parçası olması gerektiğini söyledi.