“Türk Askeri gelmese bizde olmayacaktık”



20 Temmuz 1974’te yanında havan topu patlayan UBP Genel Başkanı ve Başbakan Üstel o günleri anlattı. 15 Kasım’da Cumhuriyet ilan edildiğinde neler hissettiğini Kıbrıs Türk Haber’e anlatan Başbakan Üstel” O günleri yaşadım, Türk Askeri olmasa bizde olmayacaktık” dedi.

“Allah razı olsun Türkiye Cumhuriyetinden”

UBP Genel Başkanı ve Başbakan Üstel,  “20 Temmuz benim için Kıbrıs halkı için büyük bir önemi vardır. 20 Temmuz barış harekâtı olmasaydı ben bugün hayatta olmayacaktım ve burada bu görevi temsil etmeyecektim. Nedeni şu 15 Temmuz günü Kıbrıs’ta Kıbrıs Cumhuriyetinde EOKA’cılar Magaryoscular arasında darbe girişimi oldu. Bir an önce Kıbrıs adasını Yunanistan a ilhak etmek için Nikos Samsun’un yani EOKACI’ların lideri Makarios’a karşı darbe girişimi yaptı. 15 Temmuz günü Kıbrıs Cumhuriyetinde böyle bir darbe oldu. Ve biz Türk bölgelerinde yaşayan Kıbrıs Türkleri panik olduk. Herkes kendi bölgesinde yaşayan insanları nasıl güvenceye alabiliriz diye uğraş vermeye başladı. Allah razı olsun Türkiye Cumhuriyetinden, 20 Temmuz’da hem Rumlara barışı getirdi hem de bizi hayata ve özgürlüğe kavuşturmuş oldu”  

“15 Temmuz’da yaralandım”

Başbakan Üstel; “20 Temmuz günü Rumlar Türkiye cumhuriyeti adaya çıkarma başladığı zaman Rumlar kendi aralarındaki çarpışmayı kendi aralarında birbirlerini öldürmeyi bıraktılar ve adada yaşayan Türklerin üzerine yürüdüler. 20 Temmuz günüde biz Baf bölgesinde Yeşilova köy kasabasında yaşıyorduk.  Bizim tabur komutanımız Allah rahmet eylesin Orhan Demirel’di. Rumların niyetini anlayınca hemen bütün askeri alarma çağırdı ve cepheye koştuklarını anlatan  Başbakan Üstel o günleri şöyle anlatmaya devam etti;

“Cepheye koştuğumuz zaman baktık ki Rumlar bize top atışına başladılar, bizde piyade tüfekleriyle karşılık vermeye başladık. Ama baktık ki baş edemeyeceğiz hemen köyün muhtarı Ramadan beyin evine koştuk. Ve muhtar, bir kurtarıcı gözüyle herkesi havlısında topladı.  Rumlar bunu fark ettikleri zaman 3 tane havan topu mermisiyle bölgeyi ateş altına aldılar. Bu esnada 19 tane şehit verdik.  14 arkadaşımız yaralandı. Yaralananlardan bir tanesi de o gün bendim.

“Yaralandıktan sonra Türkiye’ye gönderildim”

Başbakan Ünal Üstel yaralandıktan sonra başından geçenleri ise şöyle anlattı:

“Yaralanan arkadaşlarımızdan 7 tanesi Rumların kontrolünde olan hastanelere gitti. Geriye kalan ben dâhil diğer 6 arkadaşımızı ise babalarımız başka özel hastanelere götürdü. Gittiğimiz hastanelerde pek tedavi olmasak bile canımızı kurtardık ve sonra Kızılhaç yoluyla Türk tarafına geçtik. Ve hayatımız böylelikle kurtulmuş oldu.

Türk tarafında geçtikten sonra Girne Akçiçek Hastanesinde ilk müdahalemizi yaptılar.  Daha sonra Türkiye Cumhuriyeti’ne sevk edildik ve tedavimize İstanbul’daki Çapa hastanesinde devam edildi.

İyileşme sürecimizi tamamladıktan sonra Türkiye’de kaldık okulumuza devam ettik. Diş hekimi olduktan sonrada tekrara KKTC ye döndüm ve 1991’e kadar sağlık alanında halkımıza hizmet ettim. 1991’de politikaya girdim ve bugün hala politikada halkımıza hizmet etmeye devam diyorum”

“15 Kasım bir milattır”

UBP Genel Başkanı ve Başbakan Üstel, 15 Kasım 1983’te Cumhuriyet’in ilanına ilişkin ise şunları söyledi;

“Biz o yıllarda can güvenliğimizi nasıl koruyabiliriz, ekmek paramızı nasıl kazanabiliriz ve yurt dışına nasıl göç edebiliriz diye düşünürken 20 Temmuz Mutlu Barış Harekâtı oldu. Türkiye Cumhuriyetinden Allah bin kere razı olsun. Bugün özgürüz ve kendi devletimiz var.  40 yaşına giren bu devleti ilelebet var edebilmek için var gücümüzle çalışıyoruz. En büyük şansımız bize inanan ve her daim yanımızda duran Türkiye Cumhuriyeti’dir”