Bakırköy Ergin Gülen Mizah Müzesi yaşatılmalıdır

BEĞENDİM

50 yaşından sonra birkaç Avrupa ülkesini ziyaretimde, Avrupalıların tarihi yapılarını, yeşil alanlarını, meydanlarını mutlaka koruduklarını, halka açık geniş parkları ve ziyarete açık çok sayıda müzeleri bulunduğunu, abartıdan uzak, sade bir yaşamları olduğunu gözlemlemiştim. Özellikle, bazı müze girişlerindeki yoğun kalabalıklar dikkatimi çekmişti.

Kültür, sanat etkinlikleri ve yetiştirdiği sanatçılar ile her zaman ön plana çıkan Bakırköy’de, Karikatürist Ergin Gülen’in adını taşıyan Mizah Müzesini ilk gezdiğimde çok heyecanlanmış, sergilenen eserleri dikkatle incelemiştim. Çocukluğumuza, gençliğimize ilişkin bazı mizah dergilerini görünce, hem tebessüm etmiş, hem de o yılları hatırlamıştım. Müzenin, Bakırköy’ümüz ve İstanbul için önemli bir kazanım olduğunu düşünmüştüm.

Sevgili Dostum Sanatçı Hamdi Alkan ile bir proje kapsamında yaptığımız ziyarette, Sayın Ergin Gülen müzenin kuruluş sürecini ve sergilenen eserleri ilk günkü heyecanla tek tek anlatmıştı. Müzede dergi, sinema ve tiyatro afişi, karikatür, komik obje, ayna ve özel mizah bölümlerinin yer aldığını ifade etmişti. Yanılmıyor isem, Türkiye’nin ilk mizah müzesi olduğunu belirtmişti.

Ergin Gülen Mizah Müzesi, sıklıkla ziyaret edilmiyor olsa da, Bakırköy Kartaltepe Sayfiye Sokak’taki Bakırköy Belediyesi’ne ait “Münir Özkul Sanat Merkezinde” varlığını sürdürüyordu. Kapılarını, mizah severler ve İstanbullular için açık tutuyordu. Karikatür Sanatçısı Sayın Ergin Gülen’i de orada görmek mümkün bulunuyordu.

Müzenin bulunduğu binanın belediye tarafından yıkılacak olması nedeniyle, binanın tahliye edildiğini ve müze içerisinde bulunan eserlerin, tabir yerinde ise “Sağda solda muhafaza edilmeye çalışıldığını” öğrenmiş bulunuyoruz.

Bakırköy’ümüz ve İstanbul için çok önemli bir kazanım olan Ergin Gülen Mizah Müzesi’nin Bakırköy’de mutlaka yaşatılması, eserlerinin muhafaza edilmesi ve gelecek nesillere aktarılması gerektiğini düşünüyorum. Bu kapsamda, müzenin yeni bir yerde faaliyetlerini sürdürmesi amacıyla, hep birlikte uğraş vermemiz gerektiğine inanıyorum. Bakırköy Belediyesi başta olmak üzere, İBB, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kurumsal Firmalar ve Bankalar üzerlerine düşen görevleri yerine getirmelidir.

Avrupa’da olduğu gibi müze girişlerinde yoğun kalabalıklar oluşturmasak da, mevcut müzelerimize ve sanatçılarımıza sahip çıkmalı, onları mutlaka yaşatmalıyız.