Terör örgütlerinden arınmış bir Türkiye’yi, bir bölgeyi kurmak nasip olacaktır

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Türkiye olarak, yakalanan bu fırsatı Allah’ın izniyle en iyi şekilde değerlendireceğiz. En kısa süre içinde silahlardan, terör örgütlerinden arınmış bir Türkiye’yi ve terör örgütlerinden temizlenmiş bir bölgeyi inşallah kurmak nasip olacaktır. Bu sorumluluk millete, ümmete, bölge halklarına karşı hepimizindir.” dedi.

Kurtulmuş, Bağcılar’daki Kadir Topbaş Halk Sarayı’nda düzenlenen ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Geleneksel İftar Programı’nda yaptığı konuşmada, ramazanda, güzel ve bereketli bir sofrada bir araya gelmeye vesile olan ÖNDER’e teşekkür ederek, ramazan ortamında oluşan ve güçlü bir şekilde süren kardeşliğin devam etmesini diledi.

Kurtulmuş şunları söyledi:

“Kardeşliğin önce bölgemizde pekişmesini, bölgemizde bir asrı aşkın süredir sürdürülen böl-parçala-yönet politikalarının sona erdirilmesi için bir vesile olmasını ve bütün bölge halklarının kendilerine karşı oynanan oyunun farkında olarak, aramıza girmiş olan bu fitneyi ilanihaye bertaraf etmesini niyaz ediyorum. Bunun için büyük sorumluluk bizlere düşüyor. Türkiye olarak, yakalanan bu fırsatı Allah’ın izniyle en iyi şekilde değerlendireceğiz. En kısa süre içinde silahlardan, terör örgütlerinden arınmış bir Türkiye’yi ve terör örgütlerinden temizlenmiş bir bölgeyi kurmak nasip olacaktır. Bu sorumluluk millete, ümmete, bölge halklarına karşı hepimizindir.”

Kurtulmuş, “Türkiye, yeni dünyada yıldızı parlayan önemli ülkelerden biridir ve Allah’ın izniyle sadece bu bölgenin değil, yeni dünyanın da en önemli aktörlerinden birisi olacaktır. Özellikle imam hatip camiası olarak bizlerin de üstüne büyük sorumluluklar düşüyor. Hem birliğin, beraberliğin, ahlaklı, faziletli ve erdemli olmanın öncülüğünü yapacağız hem de ikinci asrına girdiğimiz Cumhuriyet’imizin, Türkiye Yüzyılı olmasını planladığımız önümüzdeki asrın en güçlü şekilde geçirilmesi için bütün gücümüzle mücadele edeceğiz.” diye konuştu.

Kurtulmuş, “Önümüzdeki bu tarihi fırsatı en güzel şekilde değerlendirmek için çok büyük imkanların, çok büyük fırsatların olduğunu biliyoruz. Ama bunun ilk şartı, mutlaka ve mutlaka iç kalemizi tahkim etmek; yani aramızdaki farklılıkları bir tarafa bırakarak ortak hedeflere yönelebilme beceresini göstermektir. Bunun için renklerimiz, dillerimiz, kültürlerimiz, mezheplerimiz, meşreplerimiz, siyasetlerimiz, dünya görüşlerimiz ne olursa olsun, bu farklılıkları ayrılık vesilesi haline getirmeden, bunları bizim zenginliğimizin bir parçası olarak görecek ve Allah’ın izniyle bu çerçevede yolumuza devam edeceğiz. Böylece Türkiye’nin yakalamış olduğu bu fırsatı bizden sonraki nesillere çok daha güçlü bir şekilde bırakmış olacağız.” dedi.