"KKTC geleceğe daha sağlam ve güçlü bir şekilde ilerleyecek"

Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden Kıbrıs Türk’ünün haklı sesi olmak için uğraş veren ve cebinde taşıdığı KKTC kimlik kartının hakkını veren MHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, Kıbrıs Türk Haber için özel bir yazı kaleme aldı.

Erbaş, Cumhuriyetimizin 40 yaşını kutlarken bakın neler söyledi:

“Kıbrıs davası, bütün Türk milletinin gönlünde dinmeyen bir yara olarak uzun yıllardır devam etmektedir.

Kıbrıs meselesi, uluslararası meseleler arasında gündemdeki yerini en uzun süre koruyan meselelerin de başında gelmektedir.

Son olarak da hepimizin bildiği gibi, Kıbrıs’ta, Birleşmiş Milletler (BM) çatısı altında yarım asrı aşkın sürdürülen ve federal temelde yapılan görüşme sürecinin 2017’de İsviçre’nin Crans Montana’da kentinde yapılan görüşmelerde çökmesi ile Kıbrıs’ta yeni bir dönem başlamıştır.

Kıbrıs gibi uluslararası bir davada, Birleşmiş Milletler birçok çalışma yapmış veya plan üretmiştir. Buna rağmen Kıbrıs müzakerelerinde bir ilerleme olmayıp süreç tıkanmaya doğru gitmektedir. Kıbrıs’ta varılacak kapsamlı bir çözüm yolu bulunamamıştır. Bu gerçekten hareketle KKTC meselesinde devletleşme sürecini tamamlamak için Kıbrıs Türk halkının geleceğine ilişkin olarak planların netleştirilmesi, uluslararası ambargoların kaldırılması, Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ve petrol gibi yeraltı kaynaklarının Türkiye ile birlikte değerlendirilmesi, vize sorunu kaldırılarak adadaki turizm potansiyelinin arttırılması, Türkiye ve KKTC halklarının bütünleşmesi gerçeğini sıralamak mümkündür.

Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’taki en önemli sorumluluklarının başında, Kıbrıs’ta son dönemlerde oluşturulan millî benlik ve tarih şuurunun sürekliliğinin sağlanması gelmektedir.

Akdeniz’in ortasında Türk Dünyası’nın göz bebeği olan KKTC, haklı davasında, Türk Devletleri Teşkilatı ve Türk Dünyası’ndan kardeşlerinin desteğini beklemektedir. Kardeşlerinin desteği KKTC’ye ayrı güç ve moral verecektir. Kardeş Türk Devletleri, yıllardır izole yaşam süren Kıbrıs Türk halkının haklı sesini duymalı, KKTC ile her alanda daha yakın ilişki kurmalı, Kıbrıs Türklerine hayatın her alanında uygulanan izolasyonların kaldırılmasına destek vermelidir.

Türkiye’nin de desteği ile yeni dönemde, Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün yeniden teyidini ve iki devletli çözüm dışında başka bir yol olmadığını açıkça göstermektedir.

Gelinen aşamada, Kıbrıs’ta başarısız olmuş ve tüketilmiş federasyon modeli artık ortak bir zemin olmaktan çıkmıştır. Artık Kıbrıs Türkü’nün Kıbrıs Rumlarıyla ortak bir devlet kurup yaşatma olasılığı yoktur. İyi komşuluk içerisinde yaşayacak iki egemen eşit Devletin kabulü en gerçekçi çözüm modelidir. Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve yaşayabilir bir uzlaşıya ulaşılması ancak Ada’daki gerçeklerin esas alınması; yani, Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesi ile mümkün olacaktır.

KKTC’nin ekonomik yönden kalkınması, Kıbrıs Türkü’nün refah düzeyinin artması Kıbrıs’ta kalıcı bir uzlaşıya ulaşılmasına ve yeni vizyonun daha da kuvvetlenmesine yardımcı olacağı inancındayız.

Türkiye’nin güçlü desteği ile başlatılan altyapı yatırımları tamamlandıkça KKTC ekonomisinin güçlü ve rekabetçi bir yapıya kavuşacağına olan inancımız kuvvetlidir. Türkiye’den Kıbrıs’a deniz altından iletilen suyun tarımda da kullanılmaya başlanması ile daha müreffeh bir yapıya kavuşulacak ve bu durum sektörlerin gelişmesine olumlu yansıyacaktır.

Ada’da önemli sorun olan elektriğin de Türkiye’den taşınmasıyla kalkınma yolunda çok önemli bir ivme yakalanacağı aşikardır. Sudan sonra Türkiye’den Kıbrıs’a elektriğin de gitmesi ile Doğu Akdeniz’de turizm ve eğitim adası olma hedefinde ilerleyen KKTC’nin ekonomik gelişimi hızlanacak, bölgedeki konumu ve önemi daha da artacak, refah seviyesi gelişecektir.

aKıbrıs Türküne hayatın her alanında uygulanan ambargoların hiçbir yasal meşruiyeti yoktur. Kıbrıs Türkleri dünya ile doğrudan ticaret yapabilmeli, herhangi bir kısıtlama olmadan doğrudan uçuşlarla seyahat edebilmedir. Uluslararası toplumu, Kıbrıs konusundaki yaklaşımını değiştirmeye; sahadaki gerçekleri kabul etmeye, Kıbrıs’ta her zaman uzlaşıdan yana olan ve bu yapıcı tutumunu her zaman kanıtlayan Kıbrıs Türk halkına karşı adaletli davranmaya, insanlık dışı ambargoların kaldırılmasında yardımcı olmaya davet ediyoruz.

Tarih boyunca samimi ve dürüst olmayan Rum tarafının yoğun silahlanma faaliyetleri ve Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Türkleri’nin haklarını yok sayan tek yanlı girişimleri Kıbrıs’ta ve bölgede huzur ve istikrar ortamını zehirlemekte, gerilimin artmasına neden olmaktadır. Rumların bu saldırgan politikasını, başta ABD olmak üzere bazı Devletler, bilerek veya bilmeyerek, cesaretlendirmektedir.

Bir yandan Rum tarafına silah satışı yaparak ve Rumları silahlanmaya teşvik ederek, Ada kabul edilebilir bir anlaşmaya varılmasının mümkün olmadığını ilgili devletlerin bildiği aşikardır.

Kıbrıs Rum tarafının, Ada ve bölgedeki gerilimi artıran silahlanma faaliyetlerinin KKTC ve garantör Türkiye tarafından karşılıksız bırakılmayacağının da bilinmesinde fayda görüyoruz.

BM’ye karşı her zaman iyi niyetli yaklaşım içinde olan KKTC’nin, geçtiğimiz aylarda insani amaçlarla başlattığı Pile-Yiğitler yolu projesine ilişkin BM’nin sergilediği tavır bu örgütün tarafsızlığına gölge düşürmüştür. Ada’da 60 yıldır görev yapan BM’yi, Kıbrıs’ta taraflara eşit davranmaya, KKTC’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine saygı göstermeye ve KKTC makamları ile anlaşmaya davet ediyoruz.

Büyük mücadeleler sonucu 15 Kasım 1983 yılında kurulan, Kıbrıs Türklerinin özgürlüğünün ve egemenliğinin sembolü KKTC, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında, 40. yılını kutlamaktadır.

Kıbrıs Türk’ünün milletinin şanlı direniş ve egemen varlığının simgesi olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetimizin 40.yılında, Türk ve Türkiye Yüzyılı’nda geleceğe daha sağlam ve güçlü bir şekilde ilerleyeceğine hiç şüphe yoktur.

40’ıncı kuruluş yıl dönümünü kutlamaya hazırlanan, milletimizin ayrılmaz parçası olan, bağımsızlığını, özgürlüğünü ve egemenliğini onurlu mücadele sonucunda kazanan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 40. yıl dönümünü canı gönülden tebrik ediyorum.

Kıbrıs’ın toplumsal birlik ve beraberliğini tesis eden, ulusal ve milli değerleri, Kıbrıs Türk halkının geçmişte olduğu gibi gelecekte de tek yürek halinde birlikte hareket ederek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni çağdaş ve refah bir gelişmişlik düzeyine taşıyacağına inancımız sonsuzdur.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bugün olduğu gibi gelecekte de tarihi ve vicdani sorumluluklarının bilinciyle Kıbrıs Türkü’nün ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yanında olacağını bir kez daha belirterek, bağımsızlık mücadelesinin aziz şehitlerini ve kahraman gazilerini hürmetle yad ediyorum. Anavatan ve garantör ülke Türkiye olarak, milli davamız Kıbrıs’ın yanında yer almaya devam edeceğiz.”