34,2926$% 0.36
37,5015€% -0.08
44,7584£% -0.16
2.914,95%0,90
4.944,00%0,80
2076550฿%-0.55519
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda 9 Milyar 849 Milyon 44 Bin 900 TL’lik Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi görüşülmeye başlandı.
-Erhürman
Bütçe üzerine ilk sözü Ana Muhalefet CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Bu memleketin geleceğine dair fena halde endişeliyim” diyerek eğitimle ilgili eleştirilerde bulundu.
Erhürman, eğitimin hassas bir konu olduğunu belirterek, “Yaptığımız her hata, dokunduğumuz her çocuğun hayatında bir yara, bir travma yaratma riski taşır…” dedi.
Öncelikle yükseköğretimle ilgili konuşmak istediğini belirten Erhürman, “Yükseköğretimin sürdürülebilirliğini sağlamak yaşamsal önem taşıyor” dedi.
DAÜ’deki krizin konuşulmasının önemli olduğunu ancak yükseköğretimin bir bütün olarak ele alınması gerektiğini de ifade eden Erhürman, “Bu ülkede üniversite ve öğretim üyesi enflasyonu vardır. Risk altında olan sadece DAÜ değil, tüm yükseköğretimdir” dedi.
Dünyada kaç ülkede yardımcı doçentlerin, doçentlerin maaşlarının buradaki gibi olduğunu soran Erhürman, bu unvana sahip kişilerin maaşlarına, sosyal sigorta ve güvenlik yatırımlarına, verdikleri ders sayılarına işaret etti, bu koşullarda kaliteden söz edilemeyeceğini, yükseköğretimde düzenlemeye gidilmesinin, kademeli asgari ücretin de masaya yatırılmasının şart olduğunu söyledi.
Dünyada hiçbir devlet veya vakıf üniversitesinin giderlerini öğrenci harçlarıyla karşılamadığını belirten Erhürman, “DAÜ’yü bakkal hesabı üzerinden yönetmeye çalışmak hatadır. DAÜ’de maaşlar düşerse özeldeki üniversitelerde de öyle olacak. Bu sadece maaşlarla da sınırlı kalmayacak… DAÜ elimizden kayarsa tüm yükseköğretim elimizden kayacak” dedi.
DAÜ ile ilgili önerilerini anımsatan Erhürman, “İsterseniz mahalli bütçenin, DAÜ Mağusa’dadır, isterseniz de Mağusa’nın mahalli gelirinin belli oranını DAÜ’nün bütçesine sabitleyelim ve öngörülebilirlik sağlayalım… DAÜ’ye ayrıcalık tanımayalım derseniz, kalite kıstası koyalım, o kıstası hangi üniversite tutturuyorsa, bunu ona verelim.. Bu da kalitede yarışı getirecek” diye konuştu.
Okul öncesinden 18 yaşa kadar olan dönemde verilen eğitime de değinen Erhürman, “Biz ne yetiştirmek ve nasıl yetiştirmek istiyoruz sorusu kayboldu. Ezberden konuşuyoruz. Memleketin gidişatına bakıldığında hızla duvara doğru gidiyoruz… ” dedi.
Yabancı dil değil, ana dil olan Türkçe bilme seviyesinde düşme olduğunu kaydeden Erhürman, yazılan kitaplarda bile Türkçe sorunu olduğunu söyleyerek, “Türkçe bilmeyen, yabancı dil bilmeyen, mesleki eğitim kategorisinin dışında kalan, ne için yetiştirdiğimizi bilmediğimiz ve nasıl yetiştireceğimizi hiç sorgulamadığımız çocuklar yetiştiriyoruz. 2023’te eğitimle ilgili tartışılan konular bunlar mı olur. Bu Nazım Beyin meselesi değil, bu, bu memleketti zihniyetin meselesidir, bu zihniyet bizi duvara toslatıyor” şeklinde konuştu.
Tam gün eğitimin CTP’nin tezi olduğunu belirten Tufan Erhürman, “Bu tam gün eğitim değildir, eziyettir…” dedi.
Eğitim başka hiçbir şeye benzemediğini ifade eden Erhürman, “İnsan yetiştirirsiniz, o insanın nasıl olacağı bu süreçte ortaya çıkar…Okul dediğiniz şey öğretmensiz de olmaz, öğretmenlerle didişerek hiçbir yere varamazsınız… ” şeklinde konuştu.
CTP’nin okul yapan herkese müteşekkir olduğunu ifade eden Erhürman, “Her tarafı okul, hapishane, kanalizasyon yapsak da yetmez….Yetmez çünkü bu ülkede nüfus politikası yok…” diye konuştu.
-Çolakoğlu
CTP milletvekili Şifa Çolakoğlu, 6 Şubat deprem sonrasında yarım asırdır üzerine konulmayan okullarla ilgili sorunların gündeme geldiğini kaydederek, “konteyner” sınıf ifadesinin Nazım Çavuşoğlu’nun gücüne gittiğini, bunun yerine prefabrik ifadesini kullandığını söyleyerek, bir yağmurla buraların durumunun ortaya çıktığını söyledi.
Sorunların bütün olarak ele alınması, her okulun, okulun bulunduğu bölgenin ihtiyaçlarının farklılık gösterdiğini dile getiren Çolakoğlu, bu ihtiyaçların eğitim müfredatlarında da dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Çolakoğlu, “Tüm okulları kapsayan bir ihtiyaç analizi raporlamasına ivedilikle ihtiyaç vardır” diyerek, bütçeden aslan payını alan Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu tür çalışmaları yapmasını istedi.
2013’ten bu yana okulda bulunmadığını ifade eden Çolakoğlu, “10 yılda bir çağ değişti. Müfredatların yenilenmesi, iyileştirilmesi şart” dedi.
Çolakoğlu, eğitimdeki fırsat eşitsizliği olduğunu belirterek, bir okulda teknolojik yetersizlik var, diğerinde yoksa bunun eğitimde fırsat eşitsizliği yarattığını, okulların internete erişim sorunun çözülmesi gerektiğini söyledi.
Öğretmen ve idareci eksikliğine değinen Çolakoğlu, sınıflardaki öğrenci sayısının 40’ı bulduğunu, bunun eğitimde verimi düşürdüğünü kaydetti.
Okullarda tuvalet ihtiyacı olduğunu, hijyen koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini belirten Çolakoğlu, okullardaki kantinlerin de farklılık gösterdiğini, okul kantinlerinde standartların belirlenmesi, bakanlığın bunun için bir denetim birimi oluşturması gerektiğini söyledi.
Çolakoğlu, taşımacılıktaki sorunlara değinerek, okullarda güvenlik sorunu olduğunu belirtti.
Her okul için bütçe çalışma yapılması gerektiğini, belirten Çolakoğlu, ihtiyaçlı öğrencilere de dikkat çekerek, “Pek çok öğrenci okula harçlıksız ya da az harçlıkla geliyor. Ekonomik olarak sıkıntı yaşayan öğrencinin akademik başarı da düşüyor” dedi.
Şifa Çolakoğlu, özel gereksinimli öğrenci sayısına işaret ederek, her okula özel eğitim öğretmeni ve PDR öğretmeni atamaları yapılması gerektiğini söyledi.
İhtiyaç olan alanlarda ülkede yetişmiş işsiz mezun varken özellikle özel eğitim alanında Türkiye’den protokollerle buraya öğretmen getirilmesine ihtiyaç olmadığını belirten Çolakoğlu, özel eğitim alanında tespit ettiği sorunlara değindi.
Eğitimle ilgili diğer başlıklarda da konuşan Şifa Çolakoğlu, “Biz hala fiziksel ihtiyaçları, güvenlik ihtiyaçlarını tamamlamakla boğuşuyoruz…Öğrencilerin sevgi ihtiyacını karşılayamıyor, ondan daha yukarısına zaten çıkamıyoruz…” dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.